2 Şubat 2012 Perşembe

Blue Velvet (1986)




  Bu ilk film analiz yazım olacak. İzlemeyenler okumasın onlara hiçbir anlam ifade etmeyecek çünkü. Blue Velvet, David Lynch’in 1986’da çektiği film falan filan. Yönetmenden bahsetmek lazım filmden önce. David Lynch, çektiği tüm filmleri her zaman çok tartışılmıştır. Kendinin bile anlamadığı filmler çeker. Mulholland Drive filmini çektikten sonra ona yöneltilen bu filmde ne anlatmak istediniz sorusuna ; “Ben bu filmi siz anlamayın diye çektim.” diye demeç veren bir yönetmen. Sinema üzerinde yaptığı deneylerle, 90’ların öncüsü olmuştur. Emir Kusturica gibi halktan gelen ince detaycı bir yönetmen değil, ya da Martin Scorsese gibi Hollywood vari de. Onu farklı kılan daha çok yarattığı karakterler bence. Filmde yarattığı Frank karakteri gibi. Dendiği gibi sinema tarihinin en çok küfreden adamı olabilir, ama ben daha önce böyle bir psikopat karaktere hiçbir filmde rastlamadım. Annesine duyduğu öfke seks hayatını kadınların köleliği mevzusuna çevirmiş gibi. Bence Frank’in annesi 1 dolarlık kerhanede (Moonstar sözlükten eş anlamlarına bakınca birleşme evi diye çıkıyor neyse) fahişeymiş o zaman kanısına varıyorsun. Ya da öteki insanlara duyduğu nefrete ne demeli? Mavi kadife adını film zaten Frank’ten almış. Kullandığı mavi kadifeye herkes kafasına göre bir anlam yükleyebilir. Bana sorarsanız, annesinin giydiği gecelik derim. Tıpkı Dorothy gibi. Frank’in sadomaşist tavırları onu da bu hale getirmiş diyebilirim. Zaten Lynch’in yaptığı karakterlerin çoğu derin psikolojik etkiler taşıyor. Dorothy, kızı ve kocası kaçırılan Frank’in adeta kölesi olmuş savunmasız biri.


Jeffrey’e gelirsek, ne diyelim polisiye bir filmin baş rol oyuncusu tabiki onun gibi meraklı olmalıydı zaten. Ama Dorothy’nin savunmasızlığına kullanması sanki biraz erkeklerin seks açığını yansıtıyor. Filme karakter çerçevesi dışında geniş çerçeveden bakarsak, normal bir polisiye bir film içinde psikolojik etkileri sonuna kadar verilmiş bir portre çıkıyor en sonunda karşımıza. Mükemmel müziklerle desteklenmiş olduğu da aşikar. Kullandığı yerler müziğin anlamıyla bazı yerlerde birleşse de, başlarken ‘Blue Velvet’ şarkısıyla beraber su akan bahçe hortumu, köpek ve can çekişen adam, aha işte David Lynch dedirtiyor. İzlemenizi tavsiye ederim, sonra gelin Frank’i bana bir daha anlatın. İyi çıldırın.





Bir de aramaya uğraşmayın diye ; http://unutulmazfilmler.com/blue-velvet-mavi-kadife.html